Dün gece finalini seyrettim Bıçak Sırtı’nın… Bir başka diziydi her hafta duygularımı kabartarak izlediğim… Çocuk sevgisi ve isteğini tetikleyecek güzellikte bir çocukla… Ve muhteşem kadrosuyla…

Aslında bir Türk dizisi için her şey mükemmeldi… Başlangıcı… Müzikleri… Kadrosu… Başrol oyuncuları… Yan rollerdeki tiyatrocuları… Suyunu çıkarmadan gelen erken finali… Tadı damağımızda bırakışı… Her bölüm sonunda bir sonraki bölümün fragmanı… Diyalogları… Öğrettikleri… Bence herşeyiyle dört dörtlük bir prodüksiyondu… Emeği geçen herkesin ellerine sağlık…

Fikret KUŞKAN’ın sağ gözünün atması, eğer gerçek hayatta tiki değilse, böyle bir oyunculuk yok… İnanılmaz… Ayrıca bütün karakterler resmen olayları, duyguları izletecek değil yaşatacak kadar güzel “yaşıyorlardı” rollerini… Kimse oynamıyordu…

Ama ben içinden çekip alacağım bazı konuları yazmak için vesile olmasını istiyorum bu dizinin… Bir kadın… Ve sizi sizden iyi anlatan şarkı sözleri…

Melisa SÖZEN’i hayranlıkla izliyordum… Bir arkadaşım sordu… “Nesini beğeniyorsun?” diye… Ben de bu vesileyle, bir kadının nesini beğenirim düşündüm…

Duruşu… Bakışları… Asaleti… Zekâsı… Doğallığı… Saflığı… Temizliği… Masumiyeti… Gizemi…

Tabiî bunların bazıları rol icabı vardı belki de Melisa SÖZEN’de… Ama bu sayede, bir erkek ne arar bir kadında onu irdeledim… Ve paylaştığım birçok erkek arkadaşım da hemfikirdi benimle…

Ama en can alıcı nokta da şarkı sözleriydi bence… Sezen AKSU’nun şarkı sözlerine hayranım… Duygularımızı, kelimeleri herkesten farklı dizerek, farklı yerlerde kullanarak anlatır…

“Biz senle sözleri susarak aştık…” “Ne kadar tutabilirsin gül uğruna dikeni…” “Başını göğsüme sakla sevgilim…” “olur olmaz yere ıslanıyorsa kirpiklerin artık her şeye, anneni daha sık anımsıyorsan hatta anlıyorsan…” “içindeki çocuğa sarıl, sana insanı anlatır…” “bir yabancı selamın ile hüzünlere daldım…” “yüreğin bende kalırsa yaşayamam…” “gidiyorum kokun hala üzerimde…” “başka sevgilerde teselli bulunca…” “her şey seni hatırlatır unutmak isterken…” “sevişirken bile yabancısın…” ”aramızda yaşanacak yarım kalan bi’ şeyler var…”

Hatırlayamayacağım ve buraya sığdıramayacağım daha birçok söz…

Sonra bir başka cevher fark ettim… Birol NAMOĞLU… Gripin’in solisti… Ve birçok sözünün yazarı…

“Zamana bırakma bizi, vücutlara böler kalbimizi, başka dudaklar değer, silinir mührümün izi… Başkasına gösterme kalbindeki parmak izlerimi…”… “hayat mars etti yine, üstelik zar tutarak, bense sıkıldım kadere hep yek atmaktan…” “Görmüyor musun kabuk bağlamıyor kanattığın hiçbir yaram…” “sustukların büyür içinde…” “ağla ağla, yüzünü ıslatmasan da, ağla…” “yokluğunda kaç damla gözyaşı eder adın…”

Bu sözler duyguları bizim normal kelime dizilişleri ile anlatabileceğimizden çok daha iyi anlatıyor bence… Okurken her birinde kendinizden bir şeyler bulursunuz…

Ve Bıçak Sırtı’nın dizi müziği de işte böyle muhteşem bir şekilde, en zor anlatılabilecek şeyi anlatıyor… “Sevgi”yi… “Aşk”ı demiyorum, çünkü bu çocuğunuza duyulan bir “sevgi” de olabilir…

Bu kadar güzel bir tarif var mı? “Seni yaralar, kendim kanarım…” “Hiçbir şeyim yok senden başka, yani ölesiye zenginim…”

İkisinin de üzerine söylenecek hiçbir şey yok… Gerçekten birilerini severseniz ve sizin için değerliyse, işte bunun en güzel tarifi bence… “Seni yaralar, kendim kanarım…”

NUR ERDEM ÖZEREN
29.04.2008