Dün gece yine “büyük” bir organizasyondaydım… Altında arkadaşlarımla birlikte imzamın olduğu… Ama bir kez daha mutsuz biten benim için…

Bundan tam 9 hafta önce, 2 ay 2 gün önce de aynı şey oldu… Yine “büyük” bir organizasyon… Yine mutsuz son…

Aslında her ikisinde de her şey kusursuz, organizasyonda hata yok, sorun yok… Gelenlerin hepsi mutlu ayrılıyor… Ama sorun “gelenler”de değil, “gelmeyenler”de…

Birincisi Tekirdağ Anadolu Lisesi Mezunları, ikincisi Koç Üniversitesi Mezunları için yapılan etkinlikler…
Her ikisinde de canla başla çalışan onlarca insan var… İşlerinden vakit ayırarak, ceplerinden harcayarak emek veriyorlar… Ama katılım düşüklüğü… Ve külliyen zarar…

Birinde hedef kitle 3.000 kişi… Katılım 75 kişi… % 2,5… Diğerinde hedef kitle 5.000’e yakın mezun… Artı bir de 4.000’e yakın öğrenci… Katılım 600 kişi… % 6,5 mu? Öğrencileri koyun kenara, onlar her gün görüşüyor… O da % 12,5 aslında… Mezunları değerlendirince…

Soruyorum defalarca… Ne yapmak lazım bu gelmeyen insanların gelmesi için? Neden gelmiyorlar?

İnsanları bir araya getirmeye çalışmak anlamsızlaşıyor mu artık? Network… Sadece online bir şey olmak zorunda mı? Artık insanlar “net” olarak mı sosyalleşiyorlar?

Hedef kitle analizini iyi yapmak lazım belki de… Her ikisinde de 18 – 35 yaş arası Türk insanı… Genç – orta yaşlı arası…

Bu insanların ortak yanı ne? Teknoloji… Internet… Yeniçağın yeni iletişim araçları… Eskisi gibi iletişmiyorlar insanlar…

Eskiden yapılan balolar, gece organizasyonları yok artık… Eskisi kadar en azından… Bu yaş grubu için…

Herkes çok yakınındaki birkaç kişiyle birebir görüşüyor, gerisi özel günlerde gönderilen tek yönlü tek tip SMS’ler ve mailler ile muhteşem icat İnternet üzerinden…

MSN… Facebook… Ve daha birçoğu… İletiştiğimizi sanıyoruz onlar üzerinden… Yüz yüze konuşmadan… Yüz yüze gelmeden, dokunmadan, göz göze gelmeden…

“Gerçek”ten iletişim kurmayı, sosyal olmayı unuttuk… “Net” olarak sosyalleşiyoruz artık… Mail grupları üzerinden… İnternet üzerinden sohbet ediyoruz…

Birbirimizi görmek için evden çıkmak zor geliyor artık… “Ne gereği var” diye düşünüyoruz… Uzun sohbetler etmeyi unuttuk… Topluca… İkili – üçlü sohbetlerinde konusu derin olamıyor…

Yeni nesli suçlardım bunun için eskiden… Daha doğrusu onları eğitenler… Hala bu savımın da arkasındayım… Ama bu hastalık eski nesli de sarmaya başladı…

Sadece gençler değil, artık orta yaşlılara doğru, interneti bir iletişim aracı olarak kullanan herkes etkileniyor bu iletişim şeklinden…

Birkaç kişiyiz sosyalleşmek için çaba sarf etmeye devam eden… Sayımız azaldı… Direniyoruz internete rağmen, cep telefonuna rağmen yüz yüze görüşmeye…

Yıllardır birbirini görmeyen insanların, “yeniden” görüşmek gibi; geçmişteki dostlukların, köklü ilişkilerin kopmaması çabası gibi bir istekleri falan kalmadı artık…

“Yeni” ilişkilerden, dört yanımızı sarmış olan “hayat koşuşturması”ndan geçmişle olan bağlarımızın kopmasına göz yumuyoruz…

Ama bu yeni hayatta da kalmıyor artık “toplu” iletişim… Yüz yüze iletişim… İnternet odaklı, teknolojik dostluklarımız var artık… Sosyalleşmeyi unuttuk… Unutuyoruz… Direniyoruz…

NUR ERDEM ÖZEREN
28.12.2008