Geçtiğimiz günlerde özel bir televizyon kanalında yayınlanan bir bilgi yarışmasını seyrederken, arka arkaya çıkan iki gencin sorular karşısındaki durumunu görünce oldukça şaşırdım, üzüldüm ve aslında sinirlendim.
İlk çıkan ve 1982 doğumlu olduğunu söyleyen genç bayana sorulan soru şuydu: “SHP Genel Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı yapan siyaset ve bilim adamı kimdir?”. Şıklarda bulunan isimler de: “Deniz Baykal, İsmail Cem, Erdal İnönü, Mümtaz Soysal”. Peki bu genç bayan ne cevap verdi!? İsmail Cem.
Soruda cevabı belirleyen 3 kriter var; SHP Genel Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve aynı zamanda bilim adamlığı. Bu üçünü bir arada bulunduran tek isim de Erdal İnönü.
Şıklardaki isimlerin hepsi son yıllarda Türkiye siyasetinin göz önünde bulunan simaları. 1982 doğumlu bir genç nasıl olur da bu kişilerin sıfatlarını bilmez. Asıl sorun bu ve bunun gibi gençlerin oy kullanıyor ve bizi yönetecek kişileri seçiyor olması. Hem de 18 – 25 yaş arası gençler seçmen kitlesinin neredeyse dörtte birini oluştururken. İşte iktidarı bu nesil belirliyor.
İleriki günlerde bu konu ile ilgili daha ayrıntılı yorumlarımın ve çözüm önerilerimin bulunacağı bir yazı yazacağım.
İkinci yarışmacı da 1978 doğumlu ve üniversite mezunu olduğunu söyleyen bir başka bayan. Ona sorulan soru da, tam hatırlamıyorum ama, ya 1960 ya da 1971 askeri müdahalesinin hangi ayda yapıldığı. Şıklarda da mart, nisan, mayıs ve haziran var.
Lisede okutulan İnkılap Tarihi dersinde yakın tarihimizin siyaseti barındırması nedeniyle çok detaylı incelenmediğini varsayalım. Ancak Türkiye’de tüm üniversitelerde ilk yıl içinde mecburi okutulan İnkılap Tarihi derslerinde Tanzimat’tan 1980 sonrasına kadar yakın tarihimiz ayrıntılı olarak incelenip öğretiliyor. Türkiye’nin yakın tarihine damgasını vuran iki önemli olayın tarihini (27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971) üniversite mezunu 25 yaşında bir bayanın bilmemesi de büyük ayıp.
Bu iki örnek, yalnızca televizyonlarda yayınlanan ve bizim gördüğümüz kısmı. Tabiki siyasetle ve yakın tarihimizle ilgilenen, bilgili gençler de yok değil. Ama ne yazık ki yukarıdaki iki örnek gibi bir sürü genç var. Ve gelecek bize, ve aynı zamanda böyle gençlere emanet. Bilmiyorum halimiz ne olacak..?