Aylardır yazacaktım bu konuyu… Bir türlü kısmet olamamıştı… Haftalar sonra ilk kez tekrar izledim bu Çarşamba gecesi Gen. Bakış’ı… Değişen hiçbir şey yoktu…

Gençlerle ilgili kısmından önce, Kanal D’yi ve Abbas GÜÇLÜ’yü ele almak istiyorum… Bu saatte hiçbir gencin bakamayacağı kesin bu programa… Bari gün içinde ya da akşamüstü yayınlayın… Hedef kitlesinin en izleyemeyeceği saatte yayınlanıyor… Nasıl bir stratejidir çözemiyorum…

Asıl bomba Abbas GÜÇLÜ… Nefesini kontrol edemeyen, nerede nefes alıp nerede vereceğini bilemeyip cümle ortasında duraklayan bir ekran insanı… Topluluk karşısına nasıl çıkarıyorlar Abbas GÜÇLÜ’yü inanamıyorum…

Hadi onu geçtim, o belki nefes dersleriyle falan geçer belki de, cümle kuramıyor Abbas GÜÇLÜ… İki lafı bir araya getiremiyor… Hiçbir konuda bilgisi yok doğru düzgün… Karşısındaki gençlerin ne dilinden anlıyor, ne onlarla aynı frekansta yaşıyor…

Sinirlerini hiçbir zaman kontrol edemiyor… Hareketlerini de… Programdaki gençlerin taşkınlıklarını hiçbir zaman yönetemiyor… Tek yapabildiği çanak sorularla eleştiri yapmaya çalışmak…

Bir de çok zekiymiş gibi bu çanak soruları salona sorup alkış almıyor mu, deli oluyorum… Abbas GÜÇLÜ’nün bugünkü konumunun yegâne sebebinin Aydın DOĞAN’a yakınlığı olduğu konuşulur hep… Ben çözemiyorum… 10 tane kanalım olup 500 programım olsa, birini bile vermem Abbas GÜÇLÜ’ye…

Geçen akşam Ali SABANCI konuktu Abbas GÜÇLÜ’ye… Tüm dünyada organizasyonlarla kutlanan Girişimcilik Haftası nedeniyle, TOBB Genç Girişimciler Kurulu Başkanı sıfatıyla… Çukurova Üniversitesi’nde…

Tam yatacakken, konu ve konuk ilgimi çektiğinden, izlemek ve bir şeyler öğrenmek istedim… Ama hiçbir şey öğrenemedim… Gençler izin vermedi çünkü…

Gençler tam bir faciaydı… Sanki orada Ali SABANCI yok… Sanki konu girişimcilik değil… Hiç mi birinin bir girişimcilik fikri olmaz? Hiç mi birinin soracak sorusu olmaz? Hiç mi merak ettikleri bir şey olmaz? Hiç mi bir şey öğrenmek istemezler? İnanamadım…

Her mikrofonu alan benzer şeyleri yaptı… Bir kısmı, Ali SABANCI’dan bir şeyler istedi… Bağış vs gibi parasal istekler…

Bir kısmı, eline mikrofonu almışken, Rektörlerini ve okullarını şikayet ettiler…

Bir kısmı da hükümeti, sistemi eleştirdi, siyasetçilerin babasına yapılan haksızlıktan bahsetti…

Kimse konu ve konukla ilgilenmiyordu… Eleştirmekten başka bir şey düşünmüyorlardı… Siyasetçi konuksa dünyanın en şerefsiz insanları siyasetçiler, zengin bir işadamıysa Ali SABANCI gibi, en büyük düşmanları zenginler…

Ama o kadar boşlardı ki eleştirirken… O kadar hiçbir şey bilmeden eleştiriyorlardı ki… Bilgi sahibi olmadan, hepsi fikir sahibiydi… Ama aslında o kadar fikirsizlerdi ki, az önce bahsettiğim, Abbas GÜÇLÜ’nün o arada salona çanak sorularla kendini alkışlatması aslında çok normaldi… Çünkü gençler de her söyleneni alkışlamaya çok müsaitlerdi… İki karşıt görüşü arka arkaya alkışlayacak kadar konudan uzak, şakşakçı bir gençlik ne yazık ki…

Bütün bunların yanında, saygısızlardı konuğa karşı… Daha öncekilerde de olduğu gibi… Terbiyesizce, saygısızca konuğu eleştiriyorlardı… Ama yapıcı eleştiri yapacak donanım yok… Sadece terbiyesizce, saygısızca, yıkıcı eleştiri…

Yine hayal kırıklığıydı benim için Genç Bakış… Yani gençler… Kötüye gidiyoruz… Çok boşlar… Çok donanımsız… Çok saygısız… Ve koyun gibiler ne yazık ki… Herkesin söylediğini destekleyecek kadar…

Bu gidişe dur demek lazım… Kötü…

NUR ERDEM ÖZEREN

20.11.2009