Son yıllarda sayısı inanılmaz rakamlara ulaşan, hakkında tartışma programları düzenlenip tartışılan, yarattığı etkileri konuşulan “televizyon dizileri”nin bizlere kaybettirdikleri ve kazandırdıklarını değerlendirmek üzere bir yazı yazacaktım. “Kurtlar Vadisi Pusu”nun başlaması, bunun için iyi bir vesile oldu.
“Kurtlar Vadisi”, TV dizilerinin en kötü sonuçlar doğuranı. “Eğitimsiz” gençlerimizin “psikopat” kesilip “adam kesme” ve “racon kesme” hevesi ve yarışı içine girmesine neden olarak..
“Doğru” olanın ne olduğu çok da iyi “öğretilmemiş” gençler, bunlara göre bir hayat tarzı yaşamaya başladılar.. Ama sonuç.. İçi artık nefretle dolan, tek meziyetin “fiziken güçlü” olmak olduğunu zanneden, ama “gücü” kendinde değil de “silahlarda” arayan bir gençlik..
Kurtlar Vadisi benzeri diziler de bu “ekol”ün artmasına katkıda bulundu.. Neredeyse her dizide artık silahlar kullanılır oldu.. Ve bütün çözümlerin yolları “silahlar”da aranır oldu..
Bunların sonucunda da, son bir – iki yıldır kapkaçın, gaspın, darpın, adam öldürmenin ve daha bir çok suçun işlenme oranlarının ne kadar arttığını görüyoruz.. Bunlar en vahim sonuçları..
Bu etkiler, sadece gençlerin üzerinde değil, “eğitimsiz” herkesin üzerinde derin sonuçlar bıraktı ne yazık ki.. Ve bir nesil, bir toplum, bunlarla büyüdü, gelişti..
Bir de “çocuk” dizileri var.. Selena, Sihirli Annem, vb… Çocuklara “hiç bir şeyi”, hiç bir “ailevi” veya “sosyal” “değeri” öğretmeyen, çocukların beynini reyting uğruna abuk subuk konularla dolduran..
Dizilerin bizden götürdüğü bir başka şey de, “zaman”ımız.. Her gece, televizyon kanallarının %90’ında “sadece” dizi var.. En az da 2’şer tane.. İnsanlar müptelası olduğu dizileri seyretmek uğruna başka işlerini yapamaz olduğu, kanalların da “reyting” uğruna “eğitici” programlara yer vermediği geceler nedeniyle artık vaktimiz, “boş” şeylerle doldurulup “boş vakit” haline dönüyor.
Ama diziler bizden sadece bir şeyler götürmedi. “Kazandırdığı” da bir çok şey var.. En başında da “Türk Tiyatrosu” ve “Türk Sineması”nın güçlenmesindeki katkıları geliyor..
Televizyon dizilerinden kazanılan paralar genellikle “Türk Sineması” için kullanıldı.. Filmlerimizin sayısı hatrı sayılır seviyede arttı.. Bu da beraberinde kaliteyi ve başarıyı da getirir oldu..
Sektörün genişlemesi, para kazanamaz durumda olan “tiyatrocu”ların hak ettiklerini elde etmesini, ve genişleyen sektör sayesinde yeni “yetenek”lerin ortaya çıkmasını sağladı..
Tiyatro sevdalıları, kazandıkları paraları “tiyatro” için harcadılar.. Aslında “tiyatrocu” olan, ve eskiden tanınmayan, ama şimdi “ünlenen” dizi oyuncuları, “tiyatro salonları”nın dolmasını sağladı.
Bu döngü, “tiyatrocuların” önemini daha da arttırdı… Mesela bunu anlayan Kurtlar Vadisi ekibi, figüranlardan kurtuldu, aşağıda isimlerini saydığım tiyatrocuları kadrosuna ekledi. Ama “rolünü yaşamak”tan aciz, sadece “rol yapan” Necati ŞAŞMAZ’dan kurtulamadı..
Ama bir güzel değişiklik daha yapıldı.. Adam öldürme sayısının azaldığı, “en başta olduğu gibi” “siyasi” içeriğin arttığı bir diziye dönüştü.. Bu da, dizinin “yasaksız” ve daha “üst sosyo – ekonomik gruba” hitap eden bir dizi haline gelmesini sağlayacak.. Bilmem hoşlarına gidecek mi..
Aslında “öğrenmek” isteyenler, dizilerden çok şey öğrendiler.. “İnsan ilişkilerini”, yanlışlarını, doğrularını sorguladılar.. “Güzel sözleri” not ettiler.. Töreleri gözden geçirdiler, “kadın”lara ve “kız”lara sahip çıkıp daha çok değer verdiler.. Güçsüzleşen “aile bağları”nın ve “mahalle” kavramının önemini hatırlayıp, doğaya ve “doğallığa” dönmenin özlemini duydular.. “Gençler”i anlatan diziler, ailelerine, “onlar”ın yerine “onlar”ı anlattı..
Dizilere nasıl baktığınızla ilgili.. Öğrenmek isteyen için “çok şey” var aslında.. Ama “öğrenmeyi öğretmediğimiz” Türk insanı dizilerden “yanlışı” öğrendi.
Keşke diziler “herkese” bir şeyler öğretebilse.. Keşke herkes her izlediği diziden bir şeyler öğrenebilse.. Dizileri öyle seyredebilse..
NUR ERDEM ÖZEREN
01.05.2007
Kurtlar Vadisi Pusu Oyuncu Kadrosu’ndaki Tiyatrocular : Tamer YİĞİT, Can GÜRZAP, Ragıp SAVAŞ, Hüseyin Avni DANYAL, Zafer ALGÖZ, Payidar TÜFEKÇİOĞLU, Emre KARAYEL, Sönmez ATASOY (zaten vardı), Bozkurt KURUC, Ecder AKIŞIK, Selçuk ÖZER..